BAKIRKÖY'ÜN KAYBOLAN MİRASI
Bakıköy'deki yerleşimin tarihi paleotik çağa kadar gittiği bilinmektedir. Antik çağda Hebdomon olarak bilinen Bakırköy ve çevresi Roma ve Bizans döneminde, saray, köşk ve kiliselerin bulunduğu bir yazlık yerleşim birimi olmuştur. Bizans imparatorluğu döneminde Septimum ismini alan Bakırköy 12. yüzyıldaki Latin istilasından büyük zarar görmüştür. Latin istilasından sonra eski canlılığını kaybeden Bakırköy, Bizans'ın son dönemlerinde uzun köy anlamına gelen
Makro Hori ismini almıştır. Zamanla Makro Hori isminin yerini
Makriköy almıştır. Osmanlı'da da yerleşimin önemi devam etmiştir. Cumhuriyet'le birlikte Makriköy'un adı Türkçeleştirilerek
Bakırköy haline gelmiştir. Osmanlı döneminde Bakırköy İstanbul'da müslüman ve gayrimüslim halkın birlikte yaşadığı bir sayfiye yeri olmuştur. Günümüzde dahi Bakırköy'ün bazı semtllerinde kilise çanı ile ezan sesini birlikte duyabilirsiniz. Bu çok kültürlü yapı yerleşimin mimarisine de yansımış ve ulaşan bölgede birçok dinsel yapı ile bir çok köşk ve nitelikli sivil mimarlık örneği inşa edilmiştir. Ancak günümüzde kent sınırlarının genişlemesi ile İstanbul'un merkez ilçelerinden biri olmasıyla beraber yapılaşma baskısı ile bir çok kültürel miras ögesini kaybetmiştir.
MAKRO HORİ ↠ MAKRİKÖY ↠ BAKIRKÖY
Cumhuriyet'in ilanından günümüze kadar birçok kentimiz gibi İstanbul kırdan göç almış ve kent hızla büyümeye başlamıştır. Maalesef İstanbul bu hızlı nüfus artışına hazırlıksız yakalanmıştır. İstanbul'da yapılan imar planları bu nüfus artış hızına yetişememiş ve plansız bir biçimde kentleşme süreci devam etmiştir. Büyüyen kent, çevresindeki kasabaları birer birer yutmaya başlamış ve kent merkezinde kalan arsaların değerleri gün geçtikçe artmaktaydı. Bu nedenle orta gelir grubu kent merkezinde konut sahibi olması zorlaşmıştı. 1950'li yıllardan oluşan bu şartlar,
YAP-SATÇI olarak tabir edilen konut üretim şeklini gelişmiştir. Bu sistemde, kent merkezinde yüksek olan arsa bedeli yapılacak olan apartmandan belirli sayıda dairenin arsa sahibine verilmesi ile karşılanmaktaydı. Böylece hiç bir sermaye olmadan arsa bedeli karşılanmakta ve apartmanda belirli bir dairenin satışı garantilenmiş olmaktaydı. Kalan dairelerin satışından elde edilen gelir inşaat bedeli ve müteahhittin karını karşılamaktaydı. Bu sayede kent merkezinde uygun fiyatlı konut üretimi sağlanmıştır. Bu durum, kent merkezindeki arsaların imar durumundaki kat adedinin artması için baskı oluşturmuş ve tarihi eserlerin ve sivil mimarlık örneklerinin korunmasını zorlaştırmıştır.
YAP-SATÇI olarak tabir edilen konut üretim şekli şehirlerimizin tarihi dokusunu değiştirmiştir.
Önceleri İstanbul'un sayfiye yeri olan Bakırköy yukarıda anlatıldığı gibi kentin büyümesi ile merkez ilçe konumuna gelmiştir. Bu durun ilçedeki yapılaşma faaliyetlerini arttırmış ve semtlerin geçmişle olan ilişkisini zedeleyerek ilçenin fiziki yapısını değiştirmiştir. Bakırköy'ün özellikle Zeytinlik, Cevizlik, Sakızağacı ve Yeni Mahalle mahallelerinde dolaşırken Yap-Satcı yapı üretiminin Bakırköy kent dokusunu nasıl değiştirdiğine tanık olmaktasınız. Geçmişte bir çok ahşap konut ve bahçeden oluşan sokaklardan günümüze sadece bir kaç tane ahşap konut kalmıştır. Geriye kalan yapılar ve bahçeler arsalarının üzerine oluşan rant değerine karşı kendini koruyamamış ve çeşitli sebeplerle yıkılmıştır. Yerine yapılan çok katlı apartmanlar geleneksel sokak dokusunu ortadan kaldırılmıştır. Bir de bu apartmanların yanlarına
KORUYOR-MUŞ gibi yapan binalar eklenince ortaya komik görüntüler çıkmaktadır. KORUYOR-MUŞ gibi görünen binalar yıkılan eski yapının ön cephesini göstermelik olarak korurken, cephenin arkasında apartman vahşice yükselir. Bugün sokak aralarında az sayıda kalmış olan tarihi yapılar hayatta kalma savaşı vermektedir.
 |
KORUYOR-MUŞ gibi yapan apartmanlar |
KORUYOR-MUŞ gibi görünen binalar yıkılan eski yapının ön cephesini göstermelik olarak korurken, cephenin arkasında apartman vahşice yükselir.
 |
KORUYOR-MUŞ gibi yapan apartmanlar
|
Bakırköy'ün tarihi sokaklarını geri getirmek için artık çok geç kalmış olabiliriz. Ancak sokaklara sıkışmış olan tarihi eserleri korunmak ve yaşatmak mümkün! Ayrıca kentsel dönüşümde, ömrünü doldurmuş olan bu apartmanların yerine tarihi çevre ile uyumlu yeni yapılaşma eski yapılara tekrardan anlam kazandıracaktır. Ancak böyle bir yapılaşma kararı yeni yapıların yüksekliklerini azaltacağını için ekonomik olarak oldukça zorlayıcı bir karar olacaktır.
Kültürel mirasımızı korumak ile yükümlü olan devlet kurumlarının desteği ve denetimi olmadan korumacı ve sürdürülebilir bir kentsel dönüşüm politikası zor gözükmektedir.
 |
Komşu parselde bunun gibi ahşap konaklar olması muhtemeldir.
Kentsel dönüşümde, ömrünü doldurmuş olan bu apartmanların yerine tarihi çevre ile uyumlu yeni yapılaşma eski yapılara tekrardan anlam kazandıracaktır.
|
 |
Sakızağacı Mahallesi |
 |
Köşe Parselin güzelliği |
 |
Sakızağacı Mahallesi |
 |
Bakırköy Özel Rum Karma İlköğretim Okulu (Günümüzde Bahçeşehir Koleji) |
 |
Mimarlar Odası Trakya Büyükkent Bölge Temsilciliği (Bakırköy - Sakızağacı Mahallesi) |
 |
İtalyan Katolik Kaposiyen Kilisesi |
 |
Sakızağacı Mahallesinde, İtalyan Katolik Kaposiyen Kilisesi'nin devamındaki ahşap karkas sivil mimarlık örneği. |
|

Y. Mimar Engin Aktürk
Meryem Ana Rosairo Kilisesi'nin önündeki ahşap evler aslında kilisenin papaz evleri diye biliyorum.
YanıtlaSilKatkınız için teşekkür ederim. Ahşap evler dediğiniz gibi papazlar için yapılmış olabilir. Ahşap evlerin çatısında güvercinlikler bulunmakta. Türk evlerinde güvercinlik detayları nadiren görülür.
Sil